AKP’den fiilen ve hukuken ayrılan ve yeni bir partileşme süreci başlatan başta;
Abdullah GÜL - Başbakan ve Cumhurbaşkanı
Ahmet DAVUTOĞLU - Dışişleri Bakanı, Başbakan
Ali BABACAN - Dışişleri Bakanı, Başbakan Yardımcısı
Beşir ATALAY - İçişleri Bakanı
İdris Naim ŞAHİN - İçişleri Bakanı
Sadullah ERGİN - Adalet Bakanı
Hüseyin Çelik - Milli Eğitim Bakanı
ve bunlar gibi AKP Kurucusu, Parlamenter ve Hükümet görevlerinde bulunanlar ile, yine zorlanarak istifa ettirilen İstanbul, Ankara, Bursa ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanları bugün Erdoğan ve AKP ile fikri ve siyasi anlayışlarında temel bir ayrışma yine demokrasi ve devlet yönetimin anlayışlarında bir farklılaşma göstermesi (en azından Türkiye kamuoyu öyle biliyor) yollarını zorunlu olarak ayırmaları karşısında bu şahıslara AKP demek doğru olmaz, Erdoğan taraftarları adeta bir LİNÇ kampanyası başlattı.
Daha dün bulundukları makam ve mevkiler itibariyle AKP Kadrolarının önlerinde el pençe durdukları selfi çektirdikleri göklere çıkardıkları bu şahsiyetlerin Erdoğan ve AKP ile yollarını ayırmaya kalkınca bugün HAİN ilan edilmesi siyasi olduğu kadar ahlaki değildir.
Yoksa bu bir ayrılma değil de Türkiye kamuoyundan gizlenen bir dışlanmamıdır?
Daha açık bir ifade ile, FETÖ’nün devlet içinde yuvalanmasına ve paralel devlet kurmalarına sebep oldukları için AKP içinden uzaklaştırılan ve hesap sorulması düşünülen siyasi aktörler midir?
O takdirde;
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi yapılan Bülent ARINÇ'ı' nereye koyacaksınız?
Kardeşi FETÖ'den tutuklu Orman Bakanı PAKDEMİRLİ için suçun şahsiliği ilkesi vardır kendisi masumdur mü diyeceksiniz?
İyi de bu devlet ailesinde FETÖ soruşturması geçiren var diye masum bir çocuğu Polis yapmıyor bunu nasıl açıklayacaksınız?
FETÖ'nün 2 numarası ve il imamları ile Aydın'da toplantı yapan Atilla KOÇ'un kızının Çalışma Bakanı yapılmasını nasıl izah edeceksiniz?
Bu demektir ki yakında kazan kaynayacak…