AKP Grup toplantısından sonra bu ikili, meclis kulisinde diz dize, el ele bir araya geldiler
Bu ikilinin fotoğrafını lütfen iyi saklayın.
Çünkü bu ikili, Türk Demokrasisine, Türk siyasetine öyle kötülükler yaptılar ki, ileride siyasete atılacak çocuklarınıza “sakın bunlar gibi olmayın” demeniz için bu resme ihtiyaç duyacaksınız.
Bu ikilinin, birbirleri için tv canlı yayınlarında, partilerinin grup toplantılarında söyledikleri sözlerden bazılarını hatırlatırsak ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
“Hazine Soyguncusu”, “Hırsız”, “Alçak”, “Şerefsiz”, “Kandil yetiştirmesi”, “Türk Düşmanı”, “Zürriyetsiz”, “Namert”, “Ağzından salyalar akıyor”, “Şeytani olan anlayışa hizmet ettiniz”, “Klinik vaka”…
Bunlar ve burada yazamayacağım bu kadar ağır hakaretlerden sonra, bu ikilinin diz dize, el ele olabilmelerini anlayabilmek mümkün olur?
Böylesi iğrenç bir ilişkiyi nereye oturtabiliriz?
İnsan olmanın onuruna?
Dürüstlük-şeref ve haysiyete?
Demokrasimizin gelenek ve göreneklerine?
Delikanlılık, mertlik anlayışına?
Hiçbirine, hiçbir yere sığdıramazsınız.
Vicdanında utanmanın zerresi kalmış olan bir kişi bile, bu iğrenç ilişkiyi kabullenemez.
Daha da kötüsü, bu ikilinin “demek ki, Türkiye’de siyaset böyle yapılırmış” anlayışını yerleştirmeleridir.
Şundan adım gibi eminim ki, bugünden itibaren Sarayın Savcıları bu yazı için dava açacaklardır.
Umurumda olur mu? Vız gelir, tırıs gider.
İkili’den isteğim, Türk Milletinin huzurunda benim soracağım sorulara yanıt vermeleridir.
Karşımıza çıkabilirler mi?
Çıkamazlar…
Korkarlar mı?
Bacakları titrer.
İzninizle, hem bu ikili’ye, hem de bugünlerde parti kurma çalışmaları yapan bunların çömezlerine birer soru soralım;
Sayın Erdoğan;
“Benim ve yakınlarımın Türkiye dışında tek mülkü, tek yatırımı, tek doları yoktur” cümlesini tv canlı yayınında söyleyebilir misiniz?
Sayın Bahçeli;
“Benim, dünyanın en ağır hakaretlerini yaptığım Erdoğan’la aniden Cankuş olmamda, ne bir belgesel kasetin, ne görüntülü bir belgeselin etkisi yoktur. Ona yapışmam, tamamen Erdoğan’a olan sevdamdandır” cümlelerini tv canlı yayınında söyleyebilir misiniz?
Sayın Davutoğlu;
“Ben kendi irademle siyaset yaparım. Başbakanlıktan ve AKP Genel Başkanlığından emirle istifa etmem bir defa olmuştur. Bir daha olmaz. Benim Başbakanlık yaptığım yıllar boyunca hiçbir hırsızlık, soygun olmamıştır” cümlelerini tv canlı yayınında söyleyebilir misiniz?
Sayın Babacan;
“Ben ekonomiden sorumlu bakan olarak görev yaptığım yıllarda Türk Milletini en ucuz faizle (!) boğazına kadar borçlandırmış biriyim. Ayrıca görev yaptığım yıllarda özelleştirmeden ziyade peşkeşe benzeyen tüm uygulamalara karşı çıktım. Bu rezillikleri yapamazsınız, yaparsanız istifa ederim, dedim” cümlelerini tv canlı yayınında söyleyebilir misiniz?
Değerli Okurlar;
Gerçek siyaset mertliktir. Halka doğruları söyleyip, doğru hizmet etme sanatıdır.
Siyaseti yol bulma-ikiyüzlülük-riya-yalakalık-karaktersizlik sananlara açıkça karşı çıkmak ve bunları siyaset sahnesinden kovalamak, dürüst siyasetin en öncelikli görevidir.
Çoban Ateşi Hareketi, hem hırsızlardan soygunculardan hesap soracak hem de dürüst siyaset nasıl yapılırmış Türk Gençlerine öğretecektir.
Bizler bunu yapacak ahlaka ve donanıma sahip kişileriz. Lütfen sizlerde, yapılan yanlışlara “yapamazsınız, irade sahibi Türk Milletidir, bizleriz, sizler değilsiniz” deyin. Çok mu zor?
Sağlık ve başarı dileklerimle.. 20/10/2019
(Not: Rifat Serdaroğlu’nun sosyal medya hesabından alınmıştır..)