Maxeria Otel’e niye dokunulamıyor?

Gün geçmiyor ki Didim ile ilgili tarafımıza ilginç bilgi ve belgeler yağmasın.

Sanki ayrı bir devletin, ayrı yasalarına, ayrı genel ahlak kurallarına tabiler.

Devlet edep ve adabına aykırı ne varsa, Didim’de mevcut.

Kanunlar kişilere özel, adalet adeta keyfiyete tabi uygulanıyor.

Aynı zamanda bir kamu kurumu olan belediye işleyişi, belediye haricinde her yerden yürütülüyor gibi.

Didim Maxeria Otel, sanki Paramount Otel gibi pek çok iddia ile anılıyor.

Didim’de bürokrasinin uğrak mekanı haline gelen Maxeria Otel’e, imara aykırı tüm yapılarına rağmen nedense kimse ses çıkaramıyor.

Otel’in, ilçede pek çok bürokratik-siyasal etkinliklerin odak noktası haline geldiği, siyaset ve bürokrasiye yön veren perde gerisi eylemlerde rolü olduğu öne sürülüyor.

Maxeria Otel’in aşağıda belirtilen imar-iskana aykırı yapılaşmasına kimsenin neden ses çıkaramadığı sorusu gündemdeki yerini korurken, otele ait ve yıkılamayan kaçak yapı bölümleri şöyle sıralandı;

1- Bodrum katı betonarme duvarlar yıkılarak açığa çıkarıldı ve amaç dışı kullanılıyor

2- Projede asama katta gösterilen yerler fiiliyatta ve usulsüz şekilde oda olarak düzenlenerek kullanıma açıldı.

3- Çatı arası yükseltilerek odalar yapıldı, odaların önüne teras açıldı.

4- Bina yüksekliği verilen imar iznine aykırı olarak yükseltildi.

5- Bina çevresindeki duvarlar imar yönetmeliğine aykırı şekilde yükseltildi.

6- Karayolları sorumluluk sahası içindeki alana usulsüz şekilde üst geçit yapıldı.

7- Yan parselinde bulunan 3475 Ada 1. Parselde tamamen kaçak, aquapark yapıldı ve usulsüz şekilde işletme ruhsatı alındı.

8- Yapılan havuzları tamamen kaçaktır.

NEDEN DOKUNULAMIYOR?

Tarafımızca yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkardığımız somuta yönelik iddialar, “Maxeria Otel’e neden dokunulamıyor, kimler tarafından korunuyor” sorusunu gündeme getiriyor.

Ulaştığımız bilgilere göre; geçmişte bazı Kaymakamlar ve Belediye bürokratları adı geçen Otel’in müdavimleri arasında yer alıyor. Didim’de bürokrasi ve siyasette ön planda gelenlerin oteli mesken tuttukları, hatta ve hatta otelin güvenlik kameralarına her alanda girdikleri kaydediliyor.

Örneğin bunlardan biri, İmardan Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Deveci.

Yusuf Deveci’nin otelde kendisine ayrılan özel bir odası bulunduğu, bu odadan pek çok belediyede görülmesi gereken imar-iskan işini ve görüşmesini buradan yürüttüğü iddiaları öne sürülüyor.

Bunun yanında kendisini gerçek olmadığı halde Aleviler-Cemevi ve HDP temsilcisi olarak gösteren diğer Belediye Başkan Yardımcısı Zeynel Şener’in de özellikle doğu-güneydoğu kökenli müteahhitlerle olan imar işlerini yürüttüğü, yaptığımız araştırmalarda ulaştığımız bir başka sonuç olarak ortaya çıkıyor. (Her iki ismin de aracı olarak kullandıkları isimleri bir sonraki yazımızda detaylarıyla duyuracağımızı belirtiyoruz.)

Otel aynı zamanda, Cumhur İttifakı içerisinde gerilime de neden olmuş. Daha önce tarafımızı AK Partili üst düzey yöneticiler adına arayan bilgi sahibi bir isim öyle şeyler anlattı ki, yenilir yutulur değil.

Otele destek ve ülke turizmine katkı adına otel için 60 milyon lira kredi çıkartılmasına yardımcı olduklarını belirten AK Partili yöneticiler, daha sonra partinin istişare toplantısını otelde düzenlemek istediklerinde tadilat nedeniyle red yanıtı aldıklarını fakat takip eden süreçte MHP’nin toplantısının aynı otelde yapılması nedeniyle, büyük üzüntü duyduklarını ifade ettiler. Bu durumun bilinmesi için de tarafımıza bizzat bu bilgileri ilettiler.

Bilgi ve belgelere dayalı ortaya serdiğimiz yaşananlardan anlaşılacağı üzere, Didim’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti yasa ve kuralları değil, adeta kendilerini devlet ilan eden bir zümrenin hükümranlığını, kamuoyunun gözleri önüne sermiş bulunuyoruz.

Kağıt toplayıcısının bungalovunu bin bir reklamla yıktıran ve bunu kahramanlık gibi sunan Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay ile idarede görev taksimi yaptığı kişilerin kanunları nasıl keyfiyete tabi kullandıklarını, girift ilişkilerin odağı haline gelen Maxeria Otel’i mesken tutup kılına dokunamaz iken diğer yerlerde adalette keyfiyete dayalı tutumlarını, halkımız ve kamu kurumlarının takdirine bırakıyoruz.