• NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

    Kirli oyunu yıkmak için tek bir sloganımız olmalı: “Ne Mutlu Türk'üm diyene!”

    22:07:49 | 2013-04-22

    23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladığımız bu günde Aydın Gündem Gazetesi olarak methiye düzmek, klâsik söylemleri kaleme almak yerine bazı kavramları hatırlatmakta yarar gördük…

     

    İşte hatırlatmalarımız:

     

    Milli sözcüğü Arapça kökenli olup, Millet kelimesinden türemiştir. Millet Öz Türkçe anlamıyla Ulus, aynı topraklar üzerinde yaşa-yan tarih, köken, dil, kültür, gelenek ve görenek ortaklığı olan insanların oluşturduğu toplumsal bir bütünlüktür.

     

    Egemenlik sözcüğü Öz Türkçe'de, “İGE” kökünden gelir. Sahiplik ve sahip olma anlamını içerir. Devlet yönetimi yaklaşımında ise, “Bağımlı olmayan, yönetim erkini elinde tutan, yönetme yetkisine sahip” anlamını taşır.

     

    23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı da Atamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından bilinçli olarak gelecek nesillere hediye edilmiştir.

     

    Kardeşçe, adalet ve refah içerisinde kalkınma, barış ve huzur içinde yaşama için Millet ve Egemenlik kavramları özellikle vurgulanmış, her iki kavramın olmadığı veya zafiyete uğradığı bir yerde karmaşa ve kandan başka bir şey olamayacağının sonsuza dek hatırlanması istenmiştir.

     

    İşte yine böyle bir günü kutluyoruz.

     

    Peki şu soruyu kendimize hiç sorduk mu?

     

    “Atalarımızın her türlü fedakârlıkla bizlere miras bıraktığı bu kutsal topraklarda gerçekten bağımsız, özgür ve barış içinde mi yaşıyoruz?”

     

    Yanıtı kısa ve net:

     

    “Hayır!”

     

    Çünkü;

     

    Düne kadar Osmanlı idaresinde yani atalarımızın koruması altında her türlü refahı tadan ve yine atalarımız ile yüzlerce yıl kardeşçe yaşadıktan sonra bizlere ihanet edenler bugün akılları estiğinde ülkemize gelip her türlü hakareti yağdırıyor yetmezmiş gibi fetva üzerine fetva vermekten çekinmiyor.

     

    Ve içeride onlarla işbirliği yapan birileri:

     

    O birileri kim mi?

     

    Emevi Arap Milliyetçiliği ile beyinleri yıkanmış, Türk adını duymak dahi istemeyen, her türlü Dini ve Milli duyguların ardına saklanıp çıkarları için dışarıdaki hainlerle işbirliği yapan karanlık beyinler.

     

    Bir zamanlar, “Milli” olmaktan bahsedip, günümüzde dün karşı durdukları ile el ele kendi ülkelerini dahi şikâyet etmekten çekinmeyenler.

     

    Dertleri ne Vatan, ne Millet, ne Cumhuriyet, ne İslamiyet.

     

    Asıl dertleri gücü ellerinde bulundurdukları süreçte her türlü kirli odakla işbirliği yapıp, yedi göbek nesillerine para dolu kasalar, hanlar, hamamlar, yazlıklar bırakmak.

     

    Ve 23 Nisan'ı kutlarken bu, “Birileri” yine protokol koltuklarında olacak.

    En Müslüman, En Türk, En Demokrat, En Hukuka saygılı, En Dürüst yine onlar olacak.

     

    En acısı ise;

     

    Çocuklarımızın o melek yüzlü çocuklarımızın yüzüne baka baka, ‘Yaşasın Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ diye bağıracaklar.

     

    Ya sonrası?

     

    Sonrası yine iş bitecek, kuyrukta bir kilo pirinç için bekleyenlere, “Bulgur yiyin” tavsiyesinde bulunacak fakat üzeri tandır eti dolu bir kazan pirinç pilâvıyla poz verecekler.

     

    Birileri 23 Nisan Kutlamaları bitince soluğu yine dışarıdaki güçlerin yanında alacak, kendi yargısını, ordusunu, kendi öz kardeşlerini dışarıya şikâyet edecekler.

     

    Hatırlatıyoruz!

     

    Türkiye Cumhuriyeti mozaik değil Türk Milleti'nin kanıyla canıyla suladığı kutsal vatan toprakları üzerinde kurulmuş ve Türk Milleti'nin bağımsızlığını korumak için kurumsallaştırdığı bir yapıdır.

     

    10 bin yıllık Türk adını, tarihin en eski Milleti'ni ne mozaik, ne azınlık, ne demokrasi kavramları ardına saklanarak yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.

    Her Türk ferdi, “Atalarımız bizlere bu toprakları bu Cumhuriyeti  miras bıra-kırken hangi fedakârlıkları yapmıştı?” diye kendini sorgulamalı.

     

    Yoksa yarınlarda sorgulanacak ne Vatan, ne Millet, ne Cumhuriyet, ne de Bağımsızlık kalmayacak.

     

    O halde bu kirli oyunu yıkmak için tek bir sloganımız olmalı:

     

    “Ne Mutlu Türk'üm diyene!”