• Yazıma neden teşekkür ederek başladım…

    Yazıma İl Başkanı Ali Çankır ve İl Sekreteri Okan Kılıç’a teşekkür ederek başlamamın nedeni, bana verdikleri fırsat içindir; çünkü insan yaşamında çeşitli olaylar ve nedenler yüzünden “Yenilebilir” hatta “Pes” edebilir. Ben de yaşamımın çeşitli dönemlerinde YENİLDİM; AMA PES etmedim. Şimdiki görevim, parti üyesi olup olmadığımı düşünmeden, özgür iradelerine ipotek koyulmuş, “Kral çıplak” demek isteyip de diyemeyen üyelerin özgür iradelerini kullanmaları yolunda mücadele başlatmak.

    16:26:24 | 2019-10-26

    CHP İl Başkanı Ali Çankır ve İl Sekreteri Okan Kılıç’ın 40 yıllık partili Ayhan Başdemir ve CHP’de ömrünü harcamış Duayen Gazeteci Atilla Dağıstanlı’nın ihraçları kılıçların çekilmesine neden oldu. Haklı olduğu davasından asla ödün vermeyen Atilla Dağıstanlı örgütçü ve mücadeleci ruhu ile yapılan yanlışlara adeta kazan kaldırdı.

    Atilla Dağıstanlı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, gazetecilik tecrübesini de kullanarak hem yanlışı sorguladı hem de partilileri düşündürdü. Tabiri caizse Ali Çankır ve Okan Kılıç bu defa baltayı taşa vurdular.

    Peki Atilla Dağıstanlı, Ali Çankır ve Okan Kılıç’a neden teşekkür etti…

    İşte Duayen Gazeteci’nin o paylaşımı:

    İL BAŞKANI ALİ ÇANKIR’A VE İL SEKRETERİ OKAN KILIÇ’A TEŞEKKÜR EDİYORUM.

    Ünlü savaş strateji uzmanı Çinli General SUN TZU, bundan 2500 yıl önce demiş ki

    “KENDİNİ TANIYOR, DÜŞMANINI DA TANIYORSAN YAPACAĞIN SAVAŞLARI KAZANIRSIN.. KENDİNİ TANIYOR, DÜŞMANINI TANIMIYORSAN ALACAĞIN EN İYİ SONUÇ YENİLMEMEKTİR…”

    Elbette ki ne ben, ne de Ali Çankır ve Okan Kılıç birbirimize düşmanız.

    Aynı partinin üyeleriyiz; ama…

    İşte o “AMA” bağlacı var ya her şeyi karıştıran odur.

    Nasıl mı?

    Şöyle ki; desem ki, “Ali Çankır da Okan Kılıç da partinin neferleridir, gece-gündüz parti için çalışırlar; AMA…”

    Tümcenin sonunun “AMA” bağlacı ile bitmesi siz de nasıl bir düşünce oluşturdu, neler düşünmeye başladınız, olumlu şeyler mi yoksa olumsuz şeyler mi geliyor aklınıza?

    Neyse siz düşüne durun, ben yazmayı sürdüreyim.

    Geçen hafta Ali Çankır ve Okan Kılıç imzalı ihraç edildiğime dair belgeyi aldıktan sonra, “GEREKÇELİ KARAR” almak için Dayı Remzi Uğur ile İl Başkanlığına gittim, yazılı isteğimi verirken bir taraftan da İl Disiplin Kurulu Başkanı Süha Bayırlı ile telefonla konuşuyordum, işte o sırada İl Başkanı Ali Çankır da dışarı çıkmaya hazırlanıyordu, beni görünce elini uzattı ve “HOŞ GELDİN ABİ” dedi.

    Dedim ya birbirimize asla düşman değiliz, aynı partinin üyeleriyiz; ama…

    Ayhan Başdemir’e ait gerekçeli kararı da aldıktan sonra il başkanlığından ayrıldım.

    Genel Merkezi arayarak ihracımla ilgili olarak sözlü savunma yapmak istediğimi dile getirdim, kabul edildi ve hangi gün olacağının bize bildirileceği söylendi.

    Demem o ki seçim takvimi başladı, birileri “SEN PARTİDEN İHRAÇ EDİLDİN OY KULLANAMAZSIN’’ kurnazlığı yapmaya kalkmasın; çünkü YÜKSEK DİSİPLİN KURULU KARARI belli oluncaya kadar tüzüksel haklarımı kullanarak seçimlerde oy kullanabileceğim.

    YAZIMA NEDEN TEŞEKKÜR EDEREK BAŞLADIM?

    Yazıma İl Başkanı Ali Çankır ve İl Sekreteri Okan Kılıç’a teşekkür ederek başlamamın nedeni, bana verdikleri fırsat içindir; çünkü insan yaşamında çeşitli olaylar ve nedenler yüzünden “YENİLEBİLİR” hatta “PES’’ edebilir.

    Ben de yaşamımın çeşitli dönemlerinde YENİLDİM; AMA PES etmedim.

    Mücadele ettiğim güçler beni yendiler; ama PES etmediğim için her defasında Zümrüt’ü Anka Kuşu gibi KENDİ KÜLLERİMDEN KENDİMİ YARATMASINI bildim.

    Aktif gazetecilik yaptığım yıllarda kendimden çok birlikte çalıştığım iş arkadaşlarımın çıkarlarını düşündüm, onların hakları için grev çadırlarında aylarca eylem yaptık, günlerce evime gidemediğim oldu; ama sonunda mutlu sona hep birlikte ulaştık.

    Kısacası dostlar, bilinçli mücadelenin nasıl yapılması gerektiğini yaşayarak öğrendim.

    Şimdiki görevim, parti üyesi olup olmadığımı düşünmeden, özgür iradelerine ipotek koyulmuş, “KRAL ÇIPLAK” demek isteyip de diyemeyen üyelerin özgür iradelerini kullanmaları yolunda mücadele başlatmak.

    Bu yazdıklarım bir isyan manifestosu değil, demokratik hukuksal haklarımızın ve tüzüğümüzün verdiği yetki ve hakla mücadele etme çağrısıdır.

    DİDİM GÖZLEMLERİM

    Benim ve Ayhan Başdemir’in talimatla partiden ihraç edilmemizle ilgili sürecin başlatılmasından çok kısa bir zaman sonra özellikle Didim’den çok davet aldık. Parti üyeleri Okan Kılıç’a ait neleri saklamışlar? Kamacı’nın kabul edilmemesinin ardından nasıl topluca DSP’ye geçtikleri, hele Söke’den, Nazilli’den gönderilen fotoğraflar, videolar görülmeye değer. Gerçi bunların bir kısmı daha önce sosyal medyada paylaşılmış olabilir; ama insan bunları gördüğünde çıkarsız partili olmanın ne denli bir anlam taşıdığını daha iyi anlıyor.

    Bunları sizlerle paylaşacağım ve şimdiden bilmenizi istiyorum.

    Sözlü savunma yapmak için Ankara’ya gittiğimde Örgütten sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’ndan da araştırma ve soruşturma yapması için bir parti müfettişi görevlendirmesini isteyeceğim.

    Sevgili partili dostlarım, öncelikle bilmenizi isterim ki ben de, Ayhan’da yaptığımız ve yapacağımız mücadelede kendimizi değil, Aydın’da üstü sistemli ve bilinçli bir şekilde örtülmüş, insanların özgür iradelerine ipotek koyulmuş, ekmekleriyle oynanma tehditleriyle sindirilmişlerin var olduklarının araştırılması ve soruşturulmasını öne çıkarıyoruz.

    Bunu başarmamız hep birlikte olmaktan geçiyor ve başardığımızda artık iki dudaktan çıkan değil, özgür iradelerin sandıktan çıkardıklarının dönemi başlamış olacaktır.