Söke Tariş Başkanı Özer: “Güneş balçıkla sıvanmaz…”

“Tariş Pamuk Birliği Yönetimi’ni kestiği kitabına uydurulmuş gazete satış faturalarıyla adeta sağmal inek olarak gören ve bizden maddi karşılık göremeyince şantaj yoluna giden korsan gazeteciye bundan sonraki süreçte yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla haddini bildirmek boynumuzun borcudur” diyen Söke TARİŞ Başkanı İsmail Özer saygın bir meslek olan gazetecilik sıfatını kullanarak şahsına, kooperatife ve kamuoyuna aklınca ayar vermeye çalışmasına tepki gösterirken, “korsan gazeteci şunu çok iyi bilmelidir” dedi ve şunları söyledi:

“Uzunca süredir az sayıda gazete basıp oda, birlik, kooperatif ve belediye gibi bazı kurum ve kuruluşlara, basılmayan gazeteleri faturalandırarak haksız kazanç sağlayan herkesin malumu olduğu bu korsan gazeteci, bizim nezdimizde nazar-ı itibara alınacak etik, ilkeli ve yasal çerçeveye uygun bir yayın politikasına da haiz değildir. Hiç kimse kamu kurum ve kuruluşlarını geçim kaynağı olarak görmemelidir. Gazetecilik yalnızca kamu menfaati adına yapılır. Şahsi beklentiyle yapılan gazetecilik faaliyeti açık bir şekilde şantaj niteliği taşımaktadır. Bu bakımdan korsan gazetecinin de sosyal medyadan yaptığı tüm açıklamalar, videolar ve bazı paylaşımlar, kendisine taraf toplamak ve şahsi beklentilerini karşılamak üzere kurgulanmış bir düzmecedir.”

KAMUOYU AÇIKLAMASI ŞÖYLE:

“Pamuk alım sezonu öncesinde her sene olduğu gibi bu sene de belli çevrelerin güdümü altına giren satılık basın maşaları eliyle ne yazık ki kooperatifimiz ve şahsımız, mesnetsiz ithamlarla yine töhmet altında bırakılmaya çalışılmaktadır.

Kurulduğu 1949 yılından bugüne pamuk tarımında sürdürülebilirliği kendisine şiar edinen, üreticinin sigortası konumundaki kooperatifimiz, geçtiğimiz yıllarda Bakanlık tarafından tarihin en büyük denetlemesinden de alnının akıyla çıkmıştır.

Şeffaf yönetim anlayışımız çerçevesinde her yıl kılı kırk yarıp en ince ayrıntısına kadar mali denetimden geçmesini sağladığımız ve göreve geldiğimizden bu yana da hacmini beş kat büyüttüğümüz kooperatifimizin, yüce devletimiz nezdinde ve cefakar üreticimizin huzurunda da dünden bugüne katettiği yükseliş ivmesi, birileri istese de istemese de görmek isteyen gözler için ortadadır.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteklediği ‘doğadan modaya organik pamuk’ projesi kapsamında bizim de paydaş olduğumuz Söke Ovası’ndaki organik pamuk üretimi üzerinden bir süredir bazı çevrelerin şahsi menfaatlerine de engel olduğu için hedef alınmaya çalışılan kooperatifimiz ve şahsımızın nihai amacı, sonuç itibariyle pamuk tarımında sürdürülebilirliğin daha uzun yıllar boyu ortaklarımız adına güvence altına alınmasından ibarettir.

Kooperatifimiz ve şahsımız aleyhinde, sosyal medya hesabından tezvirat ve karalama kampanyasıyla algı oluşturmaya çalışan bazı basın maşalarının da bu noktada dünden bu güne kimlere ve hangi amaca hizmet ettiği de aşikardır.

Basın İlan Kurumu’na tabi olmadığı halde saygın bir meslek olan gazetecilik sıfatını kullanarak şahsımıza, kurumumuza ve kamuoyuna aklınca ayar vermeye çalışan korsan gazetecinin bir kere şunu da çok iyi bilmesi gerekmektedir. Uzunca süredir az sayıda gazete basıp oda, birlik, kooperatif ve belediye gibi bazı kurum ve kuruluşlara, basılmayan gazeteleri faturalandırarak haksız kazanç sağlayan herkesin malumu olduğu bu korsan gazeteci, bizim nezdimizde nazar-ı itibara alınacak etik, ilkeli ve yasal çerçeveye uygun bir yayın politikasına da haiz değildir.

Hiç kimse kamu kurum ve kuruluşlarını geçim kaynağı olarak görmemelidir. Gazetecilik yalnızca kamu menfaati adına yapılır. Şahsi beklentiyle yapılan gazetecilik faaliyeti açık bir şekilde şantaj niteliği taşımaktadır. Bu bakımdan korsan gazetecinin de sosyal medyadan yaptığı tüm açıklamalar, videolar ve bazı paylaşımlar, kendisine taraf toplamak ve şahsi beklentilerini karşılamak üzere kurgulanmış bir düzmecedir.

Şunu net olarak ifade etmek lazımdır ki; Söke Tariş Pamuk Kooperatifi’nin hiçbir şekilde şeffaflık, dürüstlük ve kamu hukukundan imtina ettiği en ufak bir durum dahi yoktur. Her yıl yapılan profesyonel mali denetimler bunu açıkça ortaya koymaktadır.

Şahsımız ve kooperatifimiz aleyhine iddia ve isnatlarını kamuoyu huzurunda ispatlayamayan ve belgesiyle ortaya koyamayan herkes müfteridir ve namerttir. Ortaya konulan en son tezvirat, Söke’ye ve üreticilerimize yapılan alçakça bir girişim ve teşebbüstür.

Dünden bu güne amiyane tabirle 50 gazete basarken yüzlerce gazete basmış gibi kamu ve kuruluşlarını basılmayan gazetelerin satışı üzerinden kolay yoldan para kazanmanın aracı olarak gören kişilerin kamuoyuna yön vermeye çalışmasını, hiçbir Sökeli ve Aydınlı üretici de kabul etmemektedir.

Söke’de sokak sokak dolaşıp kendisinin her an sokakta olduğunu belirtmesine rağmen Basın İlan Kurumu’na tabi olmadan, 50 gazete basıp 500 gazete basıldığı işlenen faturaları gün gibi ortada olan ve ısrarla gazetecilik vasfını kullanan herkese de seslenmek istiyorum; sizler Sökeli ve Aydınlı üreticilere olduğu gibi aynı zamanda sıfatını kullandığınız gazetecilik mesleğine ve meslektaşlarınıza da büyük bir ihanet içerisindesiniz.

Artık Söke ve Aydın’daki üreticinin sırtından hançerlenmesine tahammülü yoktur ve bundan sonra da olmayacaktır.

Sosyal medya hesaplarından şahsımı ve şahsımla bağlantısı olan insanları engelleyerek sosyal medyadan bana davette bulunan kişilere açık çağrım da şudur;

Bana çağrıda bulunacak kadar düzgün bir tavır içerisindeyseniz neden bizi engelleme yoluna gidiyorsunuz? Eğer üreticiden yana samimiyseniz neden bizim cevaplarımıza tahammül gösteremiyorsunuz? Bunu da kamuoyuna açıklamak zorundasınız.

Zaten camianızda da mesleğinizin adını ve itibarını şahsi çıkarlarınız için sonuna kadar kullandığınız çok kez dile getirilirken, kamuoyuna açık değilseniz hiç kimseye de açık değilsinizdir. Sadece güdümü altına girdiklerinizin ve taraftarlarınızın maksatlı yayıncılığını yaparak şahsi menfaat peşinde olduğunuz da gün gibi ortadadır.

Tariş Pamuk Birliği Yönetimi’ni kestiği kitabına uydurulmuş gazete satış faturalarıyla adeta sağmal inek olarak gören ve bizden maddi karşılık göremeyince şantaj yoluna giden korsan gazeteciye bundan sonraki süreçte yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla haddini bildirmek boynumuzun borcudur.

Unutmayınız ki güneş balçıkla sıvanmaz ve asla sıvanmayacaktır.”