• Olmayanın dersini vermek

    Bize Kara Şafak diye atıp tutmuşlar. Barış da, “Özlem Çerçioğlu'nun rahle-i tedrisatından geçmiş” şeklinde tanımlanmış. Ne o hemşerim. Pagan döneminde miyiz? Özlem Hanım Ana Tanrıça, siz de ana tanrıça kültünün müritleri misiniz? Rahle-i tedrisat sözü, özellikle tarikatlarda kullanılır. Siz ne tarikatısınız, ne eğitimi aldınız acaba?

    10:06:51 | 2024-10-17

    Biliyorsunuz Aydın BŞB ve Efeler Belediyesi'nden çöplenen medya artıklarını pek ciddiye almam. Bazı durumlar dışında. Aleyhimize çok paylaşım ve yazılar çıkıyor. Aslan kuyruğuyla oynamaz misali, görmezden geliyoruz.

    Malum... Evlerine ekmek götürebilmeleri için, Aydın BŞB ve Efeler’den ellerine ne tutuşturulduysa, onu yayınlamak zorundalar. Çoluk çocuklarının hatırına sürekli susuyoruz. Bize sövüp ekmek yemelerine, evlerindeki masumların hatrına susacak kadar vicdan ve mertlik duygularına sahibiz.

    Fakat bu kez, birileri ahlakımıza dil uzatmış.

    Kendilerinde olmayan şeyin dersini nasıl verecekler acaba?

    Hele şu Cem Ulucan...

    Kendince Efeler'in Efesi kesilmiş... Atilla Dağıstanlı - Yalçın Yıldırım gibi duayenler yanında, bana da dil uzatmış. Kendisi portakalda vitamin iken gazetecilik yapanlara söylüyor bunu.

    Malum önce felaket Özlem Çerçioğlu hasmıydı. Hatta o dönemde basın müdürü olan Önder Yıldırımcan, Özlem Çerçioğlu hakkında kullandığı ağır ifadeler nedeniyle Cem Ulucan'ı uyarmış, tartışmanın büyümesi üzerine küçük bir şefkat tokadı atmıştı. Cem koşa koşa mahkemeye gitti, Önder Yıldırımcan ceza yedi, hatta paraya çevrilen cezayı, kendi cebinden ödemişti.

    Sonrasında ne mi oldu?

    Sözleşmeli memur olan ve özel eğitim gören down sendromlu çocuk sahibi Önder Yıldırımcan'ın memuriyet sözleşmesi yenilenmedi, işine son verildi. Şu anda kadrolu memur ve Basın Daire Başkanı olması gerekirken, Özlem Çerçioğlu onu bir kalemde sildi.

    Ardından hemen Cem Ulucan ile anlaştı. Çakma aristokrat Cem Ulucan, Aydın BŞB’ye bağlı şirkette işe gitmeden yüklü maaşını aldı, bankamatik olarak emekliliğe hak kazandı.

    Sonrasında eşi Efeler Belediyesi'nde taşerondan istihdam edildi. Fakat yasal olmadığı halde müdür pozisyonunda görevlendirildi. Yüzlerce işçiye sosyal soykırım yapılmasını destekliyor ama çıkarılanlar yerine kendi eşinin ve diğer yandaşların alınmasına seyirci kalıyor. Madem işçi sayısı fazlaydı, çıkarılanlar yerine niye eleman alıyorsunuz diye sormazlar mı adama?

    Durmuş Tuna hakkından geliyordu bunların. BŞB ile aylık 30 bin alırken, diğerleri niye 50 bin alıyor huzursuzluğu yaşadığını yazmıştı. Hatta daha ileri gidip, müteahhitler ile iş takibi yaptığını kaleme almıştı. Efeler’den de ayrı alıyor belli ki...

    Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay ile Özlem Çerçioğlu arasındaki sorunlar genel merkeze kadar ulaşmışken, bir de Hatice Gençay'ın damadıyla oturduğunu yazdı, övgüler düzdü. Yetmedi, yine Özlem Çerçioğlu hedefindeki Kuşadası ile dansa çalışıyor.

    Ne kıblesi belli ne pusulası...

    İşte bu çocuk üzerinden bize ahlak dersi ve ayar vermeye kalkıyorlar.

    Attıklarıı başlık; “Ahlaksızın sınırı olmaz...”

    Kasıt, Atilla Dağıstanlı - Yalçın Yıldırım - Metin Can...

    Övgüler; Milletin sövülmedik yerini bırakmadığı Barış Altıntaş - İbrahim Metin Başer - Muttalip Özsemerci falan filan.

    Yavrum 1881’de kurulan, Atatürk ile yaşıt Aydın Belediyesi yani şu anki Efeler Belediyesi, tarihinde ilk kez halk tarafından iki gün üst üste basıldı.

    Mağdurlar, “Her odada ayrı rüşvet vermekten bıktık” diye bırakın belediyenin kapılarını tutmayı, neredeyse Aydın - İzmir asfaltını keseceklerdi. Sen ne yaptın? “Fatih Atay döneminde nasıl verdiyseniz bize de kuzu kuzu bayılacaksınız” mealinde paylaşım yaptın, millete haraç vereceksiniz diye gözdağında bulundun. Haberlere bu aleni rüşvet tehdidin ile manşet oldun, utanmadan bize ahlaksız demeye, millete ahlak dersi vermeye nasıl kalkışıyorsun?

    Bakın bunlara biz hep sessiz kaldık. Bunlar gazeteci falan değil, parayı kim verirse onun aparatları. Sadece çoluk çocuklarına ekmek götürsünler, varsın bize dil uzatsınlar dedik. Bizim bu vicdani duyarlılığmızı, hoşgörümüzü, adamlığımızı acizlik mi sandılar ne, ahlaksız yazacak kadar cüret sahibi olmuşlar.

    Cem Ulucan bana haberi yollamış. “Alırsın abim cevabını” yazdım, “Ya almazsam” demiş. Ben de, “O zaman yan gelirsin” cevabını verdim.

    Bakın şimdi nasıl hacıyatmaz gibi yan getiriyorum bu ahlaki değerlerden haberi olmayıp ahlak dersi vermeyenlere kalkışanlara.

    Seçim öncesi tek bir işçinin ekmeğiyle oynamayacağız dedikten sonra seçim sonrası şu anda dört yüzün üzerinde emekçiyi işten çıkaran veya iş bırakmaya zorlayan, emekçi soykırımı yapanlar kimdir?

    Efeler Belediyesindeki muhteremler.

    Haraç misali rüşvet talepleri yüzünden halk tarafından iki kez basılan Türkiye'deki tek belediye hangisidir?

    Efeler Belediyesi...

    Doğa Otel’de Fatih Atay şunları yaptı, bunları yaptı diye bas bas bağırıp, sonrasında Doğa Oteli salaş meyhaneye çevirenler kimdir? Yine bu muhteremler.

    Özlem hanımı atlamayalım, Aydın'ı komple aile malı sandığı için, o da dün eleştirdiği Doğa Otel’de balık - şarap muhabbetlerini pek sever olmuş. La Perla, La Perla diye yüklenici firmadan haraç misali dayatmalar yapan, Aydın'ın yerli esnaflarını kuyumcu, dövizci diye tehdit eden kimdir? Yine bunlar.

    Oradaki Efeler Belediyesi'nin yaklaşık bir milyarlık payını satışa çıkartıp belediye borçlarını, işçi alacaklarını ödemek yerine ruhsat verilmesini engelleyen kimdir? Yine bu muhteremler.

    Şimdi bir örnek daha verelim.

    Bu yapılanmanın üyelerinden Polat Bora Mersin bir paylaşımında ne demişti? “La Perla Efeler Belediyesi bütçesi ve mal varlığının yüzde biri. Ruhsat verilmese de olur” mealinde yazıydı.

    Şimdi bırakın geçmiş personel alacaklarını, maaşları tam veremiyorlar.

    Madem o 3 milyarlık proje Efeler Belediyesi'nin yüzde biri, neden yüzlerce işçiyi çıkartıyor, neden alacakları bile veremiyorsunuz?

    Google’ye Efeler Belediyesi yazınca Türkiye'de hakkında en çok rüşvet haberleri olan belediye çıkıyor karşınıza. Barış Altıntaş ve diğerlerine neredeyse ana avrat sövülüyor, içkili mekanlarda hem de CHP’li meclis üyesine sövüp hacamat olacak iken, “Yetiş Ya Anıl” diye başkana sarılıyor.

    Bunlara cevap veremeyenler bize ahlak dersi verecek öyle mi?

    Aziz Türk Milleti... Bunlar var ya bunlar, medyadaki kalemşörşeri dahil, milletin güvenip iki koyun teslim etmeyecekleri. İşte siyasetteki olağanüstü durumlar ve rejim çatışması, böylelerini makam sahibi yaptı. Bunlar da her zaman gelmez bu fırsat deyip, ne kaldırdılarsa kaldırma derdinde.

    Ya Barış Altıntaş...

    Özlem Çerçioğlu tarikatının, bir numaralı müritlerinden.

    Neden mi böyle yazdım...

    Ali Fırat üzerinden bize Kara Şafak diye atıp tutmuşlar. Barış da, “Özlem Çerçioğlu'nun rahle-i tedrisatından geçmiş” şeklinde tanımlanmış.

    Ne o hemşerim. Pagan döneminde miyiz?

    Özlem Hanım Ana Tanrıça, siz de ana tanrıça kültünün müritleri misiniz?

    Rahle-i tedrisat sözü, özellikle tarikatlarda kullanılır.

    Siz ne tarikatısınız, ne eğitimi aldınız acaba?

    Rahle-i tedrisatın bitince takke takmadılar mı kafana?

    Şişe şeklinde olsun deseydin, gerine gerine o takkeyle gezerdin.

    Ceplerinde ucuz şarap parası bulamaz iken, hiç bir özellikleri olmadığı halde siyaseti ticarete çevirmişler, şimdi o lüks mekan senin bu lüks mekan benim geziyorlar.

    Önce mangal restoranlara gidiyorlar, sonra CHP İl Başkanı Hikmet Saatçi'nin Aydın BŞB’deki Fen İşleri Daire Başkanı Damadı Ufuk Efendi'nin eşi üzerine açtığı, Forum’daki lüks mekanda cila yapıyorlar. Hatta ufuk Efendi, düğün takılarıyla açtığını söylüyordu milyonlarca liralık mekanı. Bir de kasa başında oturuyor, müteahhitler de zorunlu orada görünmek, yiyip içmek zorunda.

    Peki bu ucuz şaraba muhtaçlar hangi parayla, hangi kaynakla her gece orası senin burası benim geziyorlar?

    Aydın BŞB ve Efeler Belediyesi'nde bazıları hakkında gündeme gelen lüks rezidanceleri, vilları, yatları saymadım bile.

    Hele bir doktorları var aman Allahım, düşman başına.

    Hani Aydın BŞB Sağlık İşleri Koordinatörü denen zat.

    Bugün Emin Aydın yazmış... “Ereksiyon hakimiyetini kaybedip kaza yapan” diye. Millet direksiyon mu ereksiyon mu şaşırmış neyin kast edildiğini.

    Olayı biraz araştırdım, rezaletin Nirvanasına ulaştım.

    Bizim de verdiğimiz haberlerde Aydın BŞB Sağlık Koordinatörü, yani bunların mahkemeleri uzatmak için gerçek dışı raporlar temin etmede aracılık yapan ekürilerinden Doktorun alkollü kaza yaptığı, kullandığı aracın belediye aracı olduğu, yanında üç bayan bulunduğu, onları da bırakıp kaçarken vatandaşlar tarafından yaka paça yakkalandığı gündeme gelmişti.

    Meğer olayın melesi arabada direksiyon değil ereksiyon muhabbeti iddialarıymış.

    Emin Aydın da onu kaleme almış.

    Olaya bakın... Doktor efendi Aydın BŞB yani halkın hizmeti için kirlanan, vergisi, algısı, benzini tüm masrafları halk tarafından çekilen arabada alem yaparken kazaya karışıyor, sonra bu güruhun alayı meydanlara çıkıp, “Emekli aç aç... Millet perişan. Sen gevrek kaç para biliyon mu?” naralarıyla oy istiyorlar.

    Şu talimatları da iyi okuyun. CHP Genel Merkezi, belediyelere göndermiş.

    * Taşıtlar belediyelerin birimleri arasında ayrım yapılmaksızın, münhasıran resmi hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kullanılır.

    * Taşıtlar özel işlerde kullanılamaz, hiçbir makam, birim ve şahsın kullanımına tahsis edilemez ve bu amaçla bekletilemez, eş, dost ve akrabalara kullandırılamaz.

    Bu da ilgili haber linki... CHP Genel Merkezi ne yapmayın dediyse, hepsi mevcut bunlarda... https://www.sozcu.com.tr/chp-den-satafat-ve-kayirmacilik-genelgesi-p46691

    Kamu kullanımındaki araç Emin Aydın'ın deyimiyle resmen seyyar kerhaneye dönmüş, biz bunları yazınca bizleri ahlaksızlıkla suçluyorlar...

    Özlem Çerçioğlu bu olaylar ardından tek soruşturma açmamış, halka tek cevap verilmemiş, bunu sorgulayacaklarına millete kendilerinde olmayan ahlakı satıyorlar.

    Bunların hangi rezillikleri sayalım Aziz Türk Milleti..

    Mahkemelerden alınan cezalar, süren davalar, hepsi yüz kızartıcı suç tabir edilen suçlardan. Cilt cilt ansikopedi olur gayri ahlakilikleri, gayri hukukilikleri.. Şehirdeki yerel siyasi anlayış mafyalaşmış burjuva faşizmi, ekonomik anlayış kleptokrasi... Bir de Atamızın partisinde yapıyorlar bu kepazelikleri... Ardından sürekli adamının adamını bulup, şahsi menfaat karşılığı dosyaları kapatıyorlar. Hepsini tek tek buluyoruz... Gereği de yapılacak... O dosyalar da açılacak, kapatanlar da hesabını verecek.

    Utanması kalmayan sizler de hem kamu vicdanı hem hukuk önünde hesap vereceksiniz... İnsan içine çıkacak yüzünüz kalmayacak... Bir de bize Kara Şafak yazıyorlar. Sizin sıfatınıza bakan ayna utancından kararır, biz kararmışız çok mu?

    Şimdilik kısa keselim... Kurdun dişine kan değdi... Önümüzdeki süreç fasulye ayıklama süreci... Aydın beklesin olacakları, ortaya saçılacak kepazelikleri...